"Kardeşin mi?"diye sarsıldım geriye doğru.Bu sözcükler beynimde büyük bir şok dalgası yaratmıştı.Jaxon bir yanlışı düzeltmek ister gibi "Aslında aramızda sadece bir yaş var.Küçük kardeşi falan değilim."diye Justin'e kötü bir bakış attı.
Justin gözlerini kısarak Jaxon'a doğru yürüdü."Bu senden daha olgun olduğum gerçeğini değiştirmez."
"Olgun mu?"diye güldü Jaxon."İlk derse yetişemedin değil mi?"Gülmemek için kendimi zor tuttum.Justin kendini olgun göstermeye çalışıyor olabilirdi fakat Jaxon da bu konuda gerçekten haklıydı.
"Bu seni ilgilendirmez."diye tısladı Justin."İşlerim ve ilgilenmem gereken insanlar var."diye gülümsedi kötü bir çocuk gibi.
Jaxon gözlerini devirdi."Ailenden başka herkesle ilgileniyorsun zaten."diye çıkıştı.Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra çantasını eliyle iyice kavrayıp ekledi."Ben gidiyorum."Tekrar bana döndüğünde yüzünün bir kaç sözle bu kadar asılmasına şaşırmıştım."Sana onunla iyi şanslar."
Justin Jaxon'un arkasından bir kaç saniye boyunca sessiz kaldı ve daha sonra bir şey söylememi bekler gibi tek kaşını kaldırdı.Bakışlarımı farklı bir yana çevirdim."Etrafındaki herkesi yanından kaçırmakta iyisin."
"Ah,bebeğim."diye inledi."Jaxon buna alışık."
Durdum ve nasıl bunu söylediğini anlayamadığım bir bakışla yüzüne baktım."Kimse buna alışık olamaz Justin.O senin ailenden biri."diye söylendim.
Justin ellerini saçlarına götürdü ve bir kaç kez saçlarını karıştırdı."Bu konuda yapabileceğim bir şey yok.Beni yargılamak sana oradan çok basit geliyor olabilir fakat her gün onun iyi bir hayat yaşaması için uğraşıyorum."İnkar etmekte haklıydı.
Bazen insanları dışarıdan yargılamak çok basit geliyordu ama en kötü insanın bile zayıf bir noktası vardı.Ve Justin'in zayıf noktası ailesiydi.Kimseye değer vermediğini söylese bile gerçekten değer verdiği insanlar vardı.
"Sadece---"ne diyeceğimi kafamda tarttım ve "-----insanlara değer verdiğini göstermekten korkma."cümlemi tamamlayarak,ona doğru sıcak bir gülümseme ile baktım.
Anlamış gibi baktı ve dudaklarını yalayarak nemlendirdi."İstersen seni G sınıfına ben götürebilirim."
"Buna sevinirim."diyerek koridorun içinde Justin ile birlikte yürümeye başladım.
NATHAN
Siyah eşofman altımı ve bir tişörtü üstüme geçirim.Ayakkabılarımı giyip aşağıya inmeden önce aynada saçlarımı düzelterek dağınık bir görüntü vermeye çalıştım.Mutfak masasının etrafında toplanmış çocuklara gülümseyerek baktım."Herkese günaydın."
Kendime de bir sandalye çekip oturduktan sonra üstünkörü bir şekilde kahvaltımı ettim.Valentina daha uyanmamıştı ve diğer tüm çocuklar masanın etrafında onu bekliyorlardı.
Onlara doğru boş bir bakışla bakarak hiçbir şey anlamadığımın sinyallerini verdim."Bugün bir şey mi var?"
"Toplantı."diye açıkladı masanın diğer ucundan James.
Başımı memnun olmadığımı belirten bir şekilde iki yana salladım."Bugün toplantı da nereden çıktı?"
"Uzun süredir halletmemiz gereken işler var Nath.Çoğu çocuk Steven ve diğerleri konusunda sıkılmaya başladı."diye fısıldadı Austin kulağıma doğru.
Ben bir şey söylemeyince ekledi."Onun gibi diğer çocuklarında isyan çıkartıp bize kazık vurmalarını istemiyorsak,bu işi halletmemiz gerekiyor.Hemen."
"Ya Justin?"diye mırıldandım sessizce.Austin elindeki elmayı bir kez fırlatıp havada yakalayarak ağzına götürdü."O da okuldan sonra gelecek."diye özetledi.
İçimden bir kaç küfür savurdum.Hemen işlerimi bitirip kız arkadaşıma kavuşmak istiyordum ve bunun için kimsenin beni durduramayacağını söyleyemezdim çünkü halletmem gereken işler vardı.Keyifsiz bir şekilde cep telefonumu çıkarttım.
Daphne'nin çok fazla bozulmaması için içimden Tanrı'ya dua ederken yeni bir mesaj sesiyle irkildim.
O kesinlikle Tanrı'nın bana bir hediyesiydi.
Haklıydım.Her ne zaman Valentina bize dağılma emri verirse yola çıkıp Daphne'yi alacaktım ve harika bir gün geçirecektik.Buna her şeyden çok ihtiyacım vardı.
***
Gülümseyerek mesajın etkisinden kurtulmaya çalışırken Valentina'nın seslenmesiyle gerçek dünyaya döndüm."Senin erken kalkacağını düşünmezdim,Nathan.Gözlerimi yaşarttın."
"Aslında bunun için değildi.Bir kaç işim vardı."diye açıklama yapmaya çalıştım.
Valentina sırıttı."Bin dolarına bahse girerim ki bu işte de bir kız var."
Güldüm."Belki."
Valentina gözlerini devirerek yanımdan geçerek Austin'in yanındaki sandalyeye otururken merdivenden gelen seslere karşı herkes sustu.Kırmızı bot tarzı topukluları ile aşağıya doğru sakince inip yanımıza doğru inmeye başlayan Katherine tüm dikkati üzerine toplamıştı.
Sonunda mutfağa geldiğinde tüm bakışlara kuru bir şekilde selam verip ellerini kalçasındaki ceplere soktu ve kendini zemine sabitleyerek gülümsedi."Biraz geciktiğim için üzgünüm."
"Buna alışığız."diye güldü Austin.Diğer çocuklarda gülmeye başlayınca Katherine daha fazla rahatladı.Kasıntılı ortamları pek fazla sevmezdi ve insanlar güldüğünde enerjisi yerine gelirdi.Aslında gerçekten iyi bir kızdı fakat bu koca bir sürtük olduğunu değiştirmezdi.
Valentina bakışlarını kısa bir süreliğine Katherine'ye kaydırıp sandalyeden kalkarak herkesin onu görebileceği bir bölgeye gelip durdu."Onların elinde bize ait bir şey var.Bir kaçınız buna kargo,eşya veya herhangi bir ad verebilirsiniz.Ama ben ona ölüm bileti diyeceğim çünkü eğer polis ona ulaşırsa başta Justin olmak üzere hepimizin başı derde girecektir."
Boğazımın düğümlendiğini hissederek dudaklarımı yaladım ve kendimi rahatlatmaya çalıştım.Valentina'nın neyden bahsettiğini sadece ben ve Austin anlayabilirdik çünkü Justin'in geçmişiyle alakalı olayları bilen bir tek biz vardık.
Yani,şu ana dek.
Çünkü,artık en büyük düşmanlarımızdan biri de bu gerçeği öğrenmişti.
Ve,bunu herkese söylemekten asla çekinmezdi.
Ayrıca,polis de o olayla ilgili gerçekleri öğrenmek için aylardır operasyon yürütüyordu bile.
İşte o zaman,Steven ve diğerlerinin elindekinin "ölüm bileti" olduğunun farkına ilk elden bir de ben algıladım.
Bir kaç küfür savurup,Valentina'nın fikrini dinlemek için dikkatimi toplamaya çalıştım.Valentina Katherine'yi gösteriyordu."Ve o bileti de sen alacaksın,Kath.Şimdiye kadar sana karşı koyan bir erkek olmadı.Gideceksin ve o p*çlerden bize ait olan şeyi alacaksın."
Şaşırdınız mı?Uzun süredir bu bombayı patlatmayı planlıyordum!Artık yeterince romantizm yaşadığımıza göre heyecana başlayabiliriz.Yeni bölüm için takipte kalın:) -BIEBERFEVER94.
JAXON BIEBER KARŞINIZDA GENÇLER!
Başımı memnun olmadığımı belirten bir şekilde iki yana salladım."Bugün toplantı da nereden çıktı?"
"Uzun süredir halletmemiz gereken işler var Nath.Çoğu çocuk Steven ve diğerleri konusunda sıkılmaya başladı."diye fısıldadı Austin kulağıma doğru.
Ben bir şey söylemeyince ekledi."Onun gibi diğer çocuklarında isyan çıkartıp bize kazık vurmalarını istemiyorsak,bu işi halletmemiz gerekiyor.Hemen."
"Ya Justin?"diye mırıldandım sessizce.Austin elindeki elmayı bir kez fırlatıp havada yakalayarak ağzına götürdü."O da okuldan sonra gelecek."diye özetledi.
İçimden bir kaç küfür savurdum.Hemen işlerimi bitirip kız arkadaşıma kavuşmak istiyordum ve bunun için kimsenin beni durduramayacağını söyleyemezdim çünkü halletmem gereken işler vardı.Keyifsiz bir şekilde cep telefonumu çıkarttım.
Kime:DaphneBugün için süpheliyim bebeğim.Çocuklar toplantı kararı almışlar.Okuldan sonra seni alamayacağım.
Daphne'nin çok fazla bozulmaması için içimden Tanrı'ya dua ederken yeni bir mesaj sesiyle irkildim.
Kimden:DaphneHiç problem değil,canım.Seninle sonra da görüşürüz.
O kesinlikle Tanrı'nın bana bir hediyesiydi.
Kime:DaphneÖzgürlüğüme kavuştuğum an yanında olacağıma yemin ediyorum.
Haklıydım.Her ne zaman Valentina bize dağılma emri verirse yola çıkıp Daphne'yi alacaktım ve harika bir gün geçirecektik.Buna her şeyden çok ihtiyacım vardı.
Kimden:DaphneBunun için beklerim.Derse giriyorum,öptüm.
***
Gülümseyerek mesajın etkisinden kurtulmaya çalışırken Valentina'nın seslenmesiyle gerçek dünyaya döndüm."Senin erken kalkacağını düşünmezdim,Nathan.Gözlerimi yaşarttın."
"Aslında bunun için değildi.Bir kaç işim vardı."diye açıklama yapmaya çalıştım.
Valentina sırıttı."Bin dolarına bahse girerim ki bu işte de bir kız var."
Güldüm."Belki."
Valentina gözlerini devirerek yanımdan geçerek Austin'in yanındaki sandalyeye otururken merdivenden gelen seslere karşı herkes sustu.Kırmızı bot tarzı topukluları ile aşağıya doğru sakince inip yanımıza doğru inmeye başlayan Katherine tüm dikkati üzerine toplamıştı.
Sonunda mutfağa geldiğinde tüm bakışlara kuru bir şekilde selam verip ellerini kalçasındaki ceplere soktu ve kendini zemine sabitleyerek gülümsedi."Biraz geciktiğim için üzgünüm."
"Buna alışığız."diye güldü Austin.Diğer çocuklarda gülmeye başlayınca Katherine daha fazla rahatladı.Kasıntılı ortamları pek fazla sevmezdi ve insanlar güldüğünde enerjisi yerine gelirdi.Aslında gerçekten iyi bir kızdı fakat bu koca bir sürtük olduğunu değiştirmezdi.
Valentina bakışlarını kısa bir süreliğine Katherine'ye kaydırıp sandalyeden kalkarak herkesin onu görebileceği bir bölgeye gelip durdu."Onların elinde bize ait bir şey var.Bir kaçınız buna kargo,eşya veya herhangi bir ad verebilirsiniz.Ama ben ona ölüm bileti diyeceğim çünkü eğer polis ona ulaşırsa başta Justin olmak üzere hepimizin başı derde girecektir."
Boğazımın düğümlendiğini hissederek dudaklarımı yaladım ve kendimi rahatlatmaya çalıştım.Valentina'nın neyden bahsettiğini sadece ben ve Austin anlayabilirdik çünkü Justin'in geçmişiyle alakalı olayları bilen bir tek biz vardık.
Yani,şu ana dek.
Çünkü,artık en büyük düşmanlarımızdan biri de bu gerçeği öğrenmişti.
Ve,bunu herkese söylemekten asla çekinmezdi.
Ayrıca,polis de o olayla ilgili gerçekleri öğrenmek için aylardır operasyon yürütüyordu bile.
İşte o zaman,Steven ve diğerlerinin elindekinin "ölüm bileti" olduğunun farkına ilk elden bir de ben algıladım.
Bir kaç küfür savurup,Valentina'nın fikrini dinlemek için dikkatimi toplamaya çalıştım.Valentina Katherine'yi gösteriyordu."Ve o bileti de sen alacaksın,Kath.Şimdiye kadar sana karşı koyan bir erkek olmadı.Gideceksin ve o p*çlerden bize ait olan şeyi alacaksın."
Şaşırdınız mı?Uzun süredir bu bombayı patlatmayı planlıyordum!Artık yeterince romantizm yaşadığımıza göre heyecana başlayabiliriz.Yeni bölüm için takipte kalın:) -BIEBERFEVER94.
JAXON BIEBER KARŞINIZDA GENÇLER!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder