25 Şubat 2013 Pazartesi

BUSINESS THINGS-Bölüm 23.











"Justin sen iyi değilsin,"dedim gülerek.Bana lakaplar takmaktan hoşlanırdı fakat son yarım saattir bana iyi davranıyordu.Ona iki kez yalan söylediğimde beni öldüreceğini falan sanmıştım fakat bana sarılıp bana inandığını söylemişti.

Sanırım ona duygusuz derken haksızlık yapıyordum."Neden?"dedi şaşkın bir tavırla.


"Bana seksi diyorsun,hem de seninle parti konusunu paylaşmadığım halde.Bu biraz,garip değil mi?"


"Sana kızgın olmamı istiyor gibi konuşuyorsun."


"Hayır istemiyorum,sadece çok farklı davranmaya başladın.Bana ilk kez iltifat ettiğini düşününce bu çok farklı."


"Buna alışma,"dedi sırıtarak."Bu kadar sorun yaratıyorsa sana bir daha iltifat etmem."


"Bundan rahatsız değilim."diyerek güldüm."Hoşuma gidiyor."


"Zaten iltifat etmenin amacı bu değil mi?"bana dönerek gözlerime baktı."Karşındaki insanı mutlu etmek?"


Ona bakarak gülümseyince başını öne eğdi ve karşılıklı gülümsedi."Ah kızarma,"dedim gülerek.


"Ben kızarmam,"diye inkar etti.


Üniversitenin kaldığım bölümüne geldiğimizde aracı durdurdu ve emniyet kemerini çözmeye başlayınca ne yaptığını merak ettim."Sen nereye geliyorsun?"


"Senin güvenli bir şekilde odana girmen için."dedi sırıtarak.Bu tür şeyler beni çok kasıyordu çünkü her an ölümle yüzyüze olduğumuzu bilsem bile her dakika beni korumaya çalışınca gerçekten sıkıyordu.


İstemsizce ona döndüm."Gelme."


"İstemiyor musun?"dedi dudağını dişleyerek.


"Kişisel değil Justin ama altı kat yukarıya gelmeni anlamıyorum.Odama bir bomba düzeneği koyacaklarını sanmıyorsun değil mi?Sadece odama gideceğim ve yatağıma yatacağım.Bu kadar basit."


Hayal kırıklığı ile kafasını çevirdi ve birkaç saniye düşündü."Peki tamam."dudaklarını ıslattı ve ekledi."Bana uyumadan önce mesaj atacağına söz ver."


"Söz."Gitmek için hazırlandım ve çantamı boynuma asarak araba kapısını açtım.Tam gitmek üzereyken bileğimden tutarak koltuğa bir kez daha oturtturdu.


"Justin bir şey mi oldu?"dedim kaşlarımı çatarak.


"Mesaj atmayı unutma."eliyle ensesini kaşıyarak sahte bir şekilde gülümsedi.


Gözlerimi devirdim."Seni bu kadar şüpheye düşüren ne?"


"Ne?Beni bir şey şüpheye falan düşürmüyor."


"Justin bir anda bu kadar sahiplenici olmaya başlamanın altında bir şey var ve bana söylememenden nefret ediyorum.Sadece bir kez,ilk sorduğumda cevap veremez misin?"


Direksiyona vurdu."Bunu sana söylemek zorunda değilim."


"Öyleyse sana mesaj atmak zorunda değilim."diyerek arabadan çıktım ve arkamdan kapıyı çarparak binaya doğru yürümeye başladım.Arkamdan çıktığını ve peşimden geldiğini hissedince yavaşladım ve ne söylemek istediğini dinlemek için ona döndüm.


"Sadece çantanı alıp arabamdan hızlıca çıkamazsın Spens."diye tükürdü.


Ellerimi iki yana sallayarak "Biraz önce bunu yaptım ama değil mi?"diye güldüm."Bir anda hiç olmadığın kadar iyi birine dönüşmeni anlamıyorum.Sadece bana ne olduğunu söylemen gerekiyor çünkü hayatıma devam edemiyorum."


Kaşlarını çattı."Buda ne demek?"


"Okula gidiyorum ve bir derse giriyorum ama düşündüğüm tek şey Justin,Justin ve biraz daha Justin."gözlerimi devirerek yere doğru baktım.


Elini çeneme götürüp ona bakmamı sağladı."Zor olduğunu biliyorum ama beni anlamalısın.Şu an seni evine bırakıp bir kez daha seni bu belaya sokmamak için her şeyi yapardım Spencer ama Steven ve diğerleri yerini,ismini ve benim için değerini biliyor.Seni korumaktan başka çarem yok."


"Ben partideyken Steven ile bir şey mi oldu Justin?"dedim fısıldar gibi.


"Evet,"ellerini iki yana sallayarak ekledi."Ama sana asla zarar vermelerine izin vermeyeceğim,tamam mı?"


Başımı salladım.Bir iki tel saçı kulağımın arkasında doğru çekiştirdim ve çantamı ellerimle kavradım.


Justin ellerini ceplerine sokup kendini zemine sabitledi."Sadece Andrew konusunda,onunla bir kez daha görüşmeni istemiyorum.Bu Steven'ın seni ele geçirmek için bir oyunu.Anlaşıldı mı?"


"Olanlardan sonra yüzüme bakacağını sanmıyorum."diyerek dudaklarımı birbirine bastırarak çizgi haline getirdim ve nemlendirdim.


"Emin ol sadece Andrew değil,tüm okul artık sana bakacak."diye sırıttı.Ne demeye çalıştığını düşündüğümde aklıma araba,Justin'in çıkışı,Andrew'a yumruk atışı ve geri dönüp beni herkesin görebileceği bir şekilde öpmesi geldi.


"Ah,"diye inledim."Onu unutmuştum."


Gülerek önüme geçti ve bileğimden tutarak binaya doğru yürümeye başladı.Beni arkasından çekiştirince kendim yürümek için bileğimi elinden kurtardım ve ellerimi boynuma götürerek bir kaç kez ovaladım ve gerginliğimi atmak için bir kaç derin nefes aldım.






NATHAN
Odama çekilip bu günün neden bu kadar uzun sürdüğünü düşünmeye başladım.Ayrıca sıkıcı geçmişti.Telefonumu çıkartıp iPhone'umdan en son arananlara bakıp Daphne'nin numarasını buldum.

Birkaç çalışta tatlı sesi kulağıma gelmeye başladı."Alo?"


"Hey Daph.Seni alabilir miyim?Yani neredeysen.."diye fısıldadım.


Neden bu kızla kendim gibi konuşamıyordum,neden rahat olamıyordum hiç bilmiyordum.


"Tabi."dedi neşeli bir sesle."Brighton Plajı'nda okuldakilerin verdiği bir partideyim ve Spencer olmayınca çok sıkıcı."


"Spencer yok mu?"dedim kaşlarımı çatarak.


"Hayır,"diye mırıldandı."Bir saat önce Justin ile çıktılar."


"Justin orada mıydı?Seni neden bıraktılar Daphne?"diye tısladım.


"Nathan sorun değil.Tüm arkadaşlarım partide.Ayrıca kötü bir durumda en önce seni arayacağımı biliyorsun."


"Biliyorum."diye fısıldadım."Oradan ayrılma,seni almaya geliyorum."dedim arkasından.


"Bekliyorum."dedi.Telefonun ucundan gülümsediğini hissedebiliyordum.


"Seni seviyorum."


"Ben de seni seviyorum Nath."


JUSTIN

"İçeri geçebilirsin."diyerek önümden yürümeye başladı.Giydiği mor şort kalçalarını belli ettiği için önümden yürümesi eğlenceli gelmişti.Bu kız yanımdayken kendimi nasıl kontrol edebileceğimi hiç bilmiyordum.

Kendimi çiçekli kanepesine doğru atarken kumanda ile televizyonu açtım.Hızlıca yanıma gelerek ayaklarımı işaret etti."O ayakkabılarla koltuğumu kirletmene izin veremem.Ayaklarını indir."


Ne dediğini umursamayıp televizyona dönünce sinirlendi ve kumandayı elimden alarak kapattı."Hey!"diye isyan ettim."Ben onu izliyordum."


"Benim evim,benim koltuğum,benim televizyonum ve benim kumandam.Her yerde kontrol sende olabilir ama bu evde bende."diye sırıttı.


Onu belinden tutarak üzerime çektim ve kucağıma oturtturmaya çalıştım.Bu sefer küçük bir çığlık atarak karnıma vurmaya çalıştı ama gülerek onu kendime çekmeye devam ettim.Ama kız güçlüydü.


En sonunda onu kanepeye doğru yatırıp gıdıklamak ve güldürmek için eğildiğimde gözleri ile karşı karşıya kaldım.Biraz önce hareketlendiğimiz için nefes nefese kalmıştık ve bana doğru parlayan gözleri beni baştan çıkartmaya yetmişti.


"Justin."diye fısıldadı.Bir şey demesine izin vermeden dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve ağırlığı üzerine vermeden onu öpmeye başladım.Neyse ki bana karşılık vermişti ve bu beni daha da şımartmıştı.Elimi bedeninden alta geçirip kalçalarını sıkarak onu şaşırttım.


Sırıtarak dilimi diliyle birleştirmek için öpüşmeyi derinleştirdim ve Spencer bana memnuniyetle izin verdi.Dili dilimle birlikte savaş verirken elleri saçlarım arasında geziniyordu ve uçlarını çekiştirerek beni tahrik etmeye çalışıyordu.Bunu başarmıştı.


Onu biraz cesaretlendirmek için kalçalarında duran elimi çıkartıp yanaklarına götürdüm.Ellerimle yanaklarının kenarlarını okşarken dudaklarımı geriye çektim ve tam gözlerinin içine bakarken "Çok güzelsin,"diye fısıldadım.


Bir daha dudaklarımı öpmek için doğrulduğunda dudaklarımı boynuna götürdüm ve ıslak,özensiz bir kaç öpücükle ona muhteşem bir haz yaşattığımdan emin oldum.Ben boynunu dişlemeye,ısırmaya ve emmeye başladığımda küçük iniltiler çıkartarak durmamı zorluyordu.


Dudaklarımı boynundan kaldırıp iki elimi de kalçalarına götürüp onu kucağıma çıkarttım ve koltukta doğrularak ayağa kalktım.Kucağımda beni öpmeye devam ediyordu ve dudaklarımız artık bir makine gibi,sürekli ve sürekli birbiriyle buluşmak için savaş veriyordu.


Dengeyi bozduğumu düşündüğümde kalçalarından destek alıp kucağıma tam olarak çıkartıyordum ve her kalçasını ellediğimde Spencer şaşırıyordu ve dudaklarından bir kaç küçük inilti çıkmasına izin veriyordu.


Bunu uzun süredir bekliyordum.Onu her öptüğümde daha fazlasının olup olmayacağını düşünüyordum ve sona çok yaklaştığımızı hissettim.Onu öperken ilerlemek zorda olsa Spencer'ı odasına götürerek yavaşça yatağına yatırdım.


Sürünerek üzerine doğru gittim ve ağırlığımın birazını üzerine vererek dudaklarını dudaklarımla birleştirdim.Bir anda bir sürpriz yaparak ikimizi de çevirdim ve Spencer'ı üzerime oturttum.Ellerimle kalçalarını sabitleyerek pozisyon almasını sağladım ve sonra tişörtünü ve atletini çekiştirerek çıkartmasına yardım ettim.Yere doğru fırlatılan kıyafetlere doğru göz ucuyla baktığımda bunu gerçekten istediğini düşünerek sırıttım.


Eğilerek dudaklarını boynuma kenetledi.Biraz önce ona yarattığım hazzı bana da yaşatarak inlememe sebep oldu ve ben her inlediğimde daha da tahrik etmek için dişlerini boynuma geçiriyordu.Dili boynumda küçük daireler çizerken arada ıslak birkaç öpücük bırakıyordu.


Gerçekten kontrolü kaybettiğimi hissettiğimde boyun ve dudak hareketlerinden sonraki aşamaya geçmek için doğruldum ve onu altıma aldım.Elleriyle tişörtümün ucunu tutarak kafamdan çıkarttı ve kenara doğru fırlatarak elleriyle karın kaslarımı tutmaya başladı.Dudaklarını bir kaç saniye için benden ayırdı ve vücuduma doğru büyük bir şok dalgası ile bakmaya başladı.


Vücudumu beğenmesiyle sırıttım.Ona doğru tekrar bir hamle yaptım ve tekrar üzerimde pozisyon almasından önce pantolonumun düğmesini çekiştirerek açtım.Spencer üzerime tekrar çıktığında dudaklarımız bir kez daha birleşti ve o sırada elimle mor şortunun düğmesini kavrayarak açtım ve çekiştirerek çıkarttım.


Ben pantolonumu çıkartmak için ayaklarımı çekiştirirken Spencer farklı bir noktaya odaklanmaya başladığında bir şeylerin ters gidip gitmediğini merak ettim.


"Yanlış bir şey mi yaptım?"diye fısıldadım nefes nefese.


"Hayır,"diye inledi."Justin sadece,ben,aslında,sana bunu söylemek çok zor,ama,ben bakireyim."


Yutkundum ve bunun bir sorun olmadığını göstermek için dudaklarına yapıştım.Gerçi çekildiğimde nefes nefese kalmış bir şekilde kulaklarına doğru baştan çıkartıcı bir sesle "Bunu istiyorsan ne olduğun önemli değil."diye fısıldadım.


Gülümseyerek eğildi ve tekrar dudaklarımı dudaklarına bastırarak cevap vermiş oldu.Ellerimi sırtında gezdirerek sutyeninin kopçasına ulaştım ve Üzerine asılarak çekiştirdim, açıldı ve omuzları üzerinde gevşek bir biçimde durmaya başladı.


Hafif geri çekilerek gözlerine baktım ve her şeyin yolunda olduğundan emin oldum. Dudağını ısırıp beklentiyle başını salladığında dudaklarımı onunkilere bastırdım.Bu sefer sona yaklaştığımıza gerçekten emin oldum ve dudaklarımı çekerek fısıldadım."Emin misin?"

Başını salladı.Kendimi kontrol etme gereksinimi duymadan ellerimi sırtına tekrar götürdüm ve sutyen askılarını çekerek kollarından aşağıya indirdim ve göğüslerini aç gözlerime sundum.

Onu tekrar altıma alarak olayı biraz daha eğlenceli bir anıya dönüştürmek ve Spencer'ın her saniyesinden zevk almasını sağlamak için dudaklarımı tek bir göğsüne götürerek yerleştirdim.Spencer şaşırdı ve geriye doğru kasılarak daha fazlasını isteyen bir sesle inledi.

Diğer göğsüne de bir elimi yerleştirerek onu baştan çıkarttım ve memnun olduğunu belli eden bir sesle adımı sayıklamasına sebep olduğum için sırıttım.

"Justin...."diye inlediğinde dilimi zevk aldığını düşündüğüm bölgelere doğru bastırınca elleriyle saçlarımı çekiştirdi ve şiddetli bir şekilde inlememe sebep oldu.

Geri çekilerek aynı ilgiyi diğer göğsüne de gösterince Spencer bizi ters döndürerek kafamı göğüslerinden çekti ve bacaklarımın arasında yerini aldı.İç çamaşırını çekiştirerek çıkarttı ve aynı şekilde boxerımı çıkartmama yardım ettikten sonra ne olacağını düşünürken gözlerimin içine doğru emri bekler gibi baktı.

Dudağımı ısırarak onu cesaretlendirdim.İkinci kez bile düşünmeden kalçalarını bana karşı hareket ettirmeye başladı ve büyük bir rahatlama hissi ile kafamı yastığa doğru yatırdım.

"Aman Tanrım,"diyerek Spencer'a doğru bakmak için yatakta doğruldum ve Spencer bana karşı olan hareketlerini biraz daha hızlandırmaya başladı.Göğüsleri hareketleri yüzünden sallanıyordu ve inip kalkıyordu.

Kalçaları bacaklarımdaki hareketlerini hızlandırmaya başlayınca vücudu üzerimde yarattığı etki ile şiddetle inledi.Büyük ihtimalle çok fazla acı çekiyordu ve nefesleri kesilmeye ardından da aksamaya başlayınca sonunun geldiğini anladım.

Kesik bir kaç nefesle fısıldadım."Yerimizi değiştirirsek bebeğim bunların hepsine hemen son verebilirim."

Ama Spencer başını iki yana sallayarak üzerime eğildi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.İnledim.Ne istediğini bilen kızlardan hoşlanırdım ve Spencer bana sert bir şekilde sürtünmeye devam ederken benim de sona yaklaştığımı hissederek inledim.

"Bebeğim kahretsin,biraz daha hızlan,neredeyse bitti."aksak nefesler vererek fısıldadım.

Başıyla onayladı ve kasık bölgeme karşı yaptığı hareketlere devam ederken parmaklarını omuzlarıma götürüp destek aldı.Sona gelmiştik.

"Spencer,bebeğim..."diye inledim.

Spencer benimle aynı anda orgazm yaşadı,kesik ve zar zor nefesler alarak "Justin..."diye fısıldadı."Aman...Tanrım..."bedeni biraz önce olanlardan sonra üzerime düştü ve alnına sıcak bir öpücük kondurarak onu kendime çektim.

"Çok iyiydin bebeğim."diye fısıldadım cesaretlendirmek ister gibi."Çok..ama çok iyiydin."

SPENCER
Bunların hepsini az önce ben mi yapmıştım yoksa her şey bir rüya falan mıydı?

Biraz önce Justin Bieber'la birlikte mi olmuştum?

Hayatta olamaz,diye geçirdim içimden.

Gözlerimi ovuşturarak kendi yatağımda çıplak bir şekilde yattığımı ve Justin'in ellerinin belimde olduğunu hissedince her şeyin gerçek olduğundan emin oldum.

Bunun olmasını beklemiyordum fakat olduğu için memnundum.Her zaman ilişkide bir adım ileriye gitmek gerekiyordu ve bunun için hazır olduğumu hissetmeseydim yapmazdım.

Justin belimden tutarak beni iyice kendine bastırdı."Tanrım hareket etmeyi keser misin artık?Çok uykum var."diye inledi.

Nerede olduğunu bilmediğini düşünerek sırıttım."Justin evine gitmen gerekiyor."

"Ne?"diye doğruldu.Benim yatağımda çıplak bir şekilde yattığını hissedince kendine geldi.

"Daphne buraya geldiğinde seni çıplak bir şekilde görmesini mi istiyorsun?"diyerek kaşlarımı çattım.

Yere doğru doğrulup boxerını aldı ve üstüne geçirdi.Saçları dağınık bir şekilde yatağın diğer ucuna gelerek pantolonunu ve tişörtünü alarak banyoma doğru ilerlerken "Duş almamda sakınca var mı?" diye sordu.

Başımla onaylayınca sırıttı."İstersen yardım edebilirsin,"diyerek göz kırptı.

"Kapa çeneni Bieber."diye mırıldandım.

Kapıyı kapatmadan önce kafasını dışarıya çıkarttı."Senin kaybın."

***
Justin duştan çıkıp belinde sadece bir havlu ile yanıma gelince farkında olmadan kaslarına doğru gözlerimi kaydırdım.Bir kaç su damlası ışıkta kaslarını daha da parlak gösterdiği için muhteşem gözüküyorlardı.Ellerini saçlarında gezdirerek sırıttı."Onlara istediğin zaman dokunabilirsin,"diye fısıldadı.

Kafamı yastığa gömerken utandığımı göstermemeye çalıştım."Git giyin Justin,Daphne yakında gelir."

Öpücük atar gibi yaptı ve yerden ayakkabılarını da alarak banyoya tekrar gitti.Beş dakika içinde geri döndü ve aynada saçlarını karıştırarak mükemmel konuma getirdi.Bu çocuk saçlarıyla takıntılıydı.Arabasının anahtarını masadan alıp cebine attı ve yorganın altında çıplak yatan bedenime doğru ilerleyerek alt dudağımı ısırıp küçük bir öpücük bıraktı.Alnını alnıma dayayarak "Gitmek istemiyorum ama gitmek zorundayım değil mi?"dedi fısıldar gibi.

Başımla onayladım."Beni ararsın."

"Ararım."Göz kırparak odadan çıktı ve evin kapısını da kapatarak beni evde yalnız bıraktı.

Hala neler olduğunu tam kavrayamamış bir şekilde yatakta doğruldum ve duş almak için banyoya doğru gittim.Küvetin sıcak sularına çıplak bedenimi batırdım ve kafamı mermere dayayarak suyun her hücreme işlemesine izin verdim.Sıcak su tüm bedenimi ele geçirirken şampuandan biraz avucuma sıkarak saçlarımın diplerine uygulamaya başladım.

Biri bana az önce olanları daha önceden gelip söyleseydi,ona en aptal ve boş bakışımla bakar ve gülerdim.Ben,seks ve Justin Bieber?Hani şu bana çeşitli lakaplar takmaktan hoşlanan,bana göre fazla zor,seksi ve yakışıklı olan çocuk?Asla inanmazdım--ki Justin'de bu kadar iyi olabileceğimi düşünmemiş olmalıydı.

Bu noktada gerçekten onu şaşırttığım için memnundum ama aramızda hala resmi olarak bir şey yokken onunla yattığım için farklı hissediyordum.Artık on sekiz yaşımdaydım ve bu tür şeyler için hazırdım,bunun için pişmanlık duymazdım fakat Justin ile olması farklıydı.

Tamam belki öpüşmüş,yakınlaşmış olabilirdik ama hala birlikte değildik fakat onunla yatmıştım.Bu bana fazla geliyordu,şimdi Justin karşıma çıktığında birlikte miyiz,yoksa onun tek gecede hallettiği kızlardan olduğumu mu düşünecekti bilmiyordum.Tek bildiğim o tür bir kız asla olmayacağımdı.

Kafamı daldırdığım sudan doğrulttum ve son kez durulanarak duşu bitirdim.İç çamaşırlarımı giyip üzerime bir şort ve bol bir tişört geçirerek saçlarımı taradım ve üstten salaş bir topuz yaparak yatmak için hazırlandım.Yorganı açarak içine girmek üzereyken kapının açılma sesleriyle bir anda fısıldar gibi seslendim.

"Daphne sen mi geldin?Neden bu kadar geciktin?"

Cevap bekledim fakat cevap yoktu.Birinin eve girdiğinden emindim ve bu Daphne'den başka kimse olmamalıydı.

"Hey?"

"Daphne?"

Ayak sesleri iyice yaklaşmaya başlayınca odanın dışına doğru ağır ağır ilerlemeye başladım.

"Justin?"

Karanlıkta gelen kişinin siluetini zar zor seçebildim,ışığa doğru yaklaştıkça onu tanıdım ve yavaş yavaş geri çekilerek "Ne istiyorsun,Andrew?"diye tısladım.

"Merhaba demek yok mu?"diye sırıttı.

"Evimi nasıl buldun,nasıl girebildin?"Biraz daha geri çekilerek yutkundum.

Ellerini iki yana sallayarak bana yaklaştı."Bunun benim için çok kolay olduğunu biliyorsun sanırım,ha?"

"Ne istiyorsun Andrew?"diye tükürdüm bu kez bağırarak.

Yaklaşarak elini bana doğru uzattı,sırıttı ve fısıldar gibi "Sadece seninle yapmam gereken konuşmayı bitirmem gerekiyor.Partide gittiğin için,yarıda kalmıştı."dedi.

Gözündeki ve kolundaki morluklara bakarak "Bunlar seni akıllandırmayacak mı?"diye kaşlarımı çattım.

"Justin bana bir s*k*m yapamaz bebeğim."dedi.

Güldüm."Ama yaptı."

"Tanrı aşkına onun tarafında mısın sürtük?"diye tısladı ve bana doğru yaklaştı.

Ellerimi havada tırnak işareti yaparak "Kimin tarafında olduğum belli değil mi?"dedim ve kollarımı göğsümde birleştirerek özgüvenli bir duruş sergilemeye çalıştım.

Aman Tanrım bunu ben mi yazdım :asD:sa:DAS:dSA:dSA Gerçekten utanıyorum şuan,nasıl bir kafayla yazdığımı hiç bilmiyorum ama olması gerekiyordu geciktirdim bile.Lütfen kızmayın ahaha,hepinizi seviyorum.Beklemede kalın.-BIEBERFEVER94.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder