SPENCER
"Seni ele geçirmek için ne yaptığını merak ediyorum açıkçası."diyerek ağır adımlarla odada yürümeye başladı.Bozulmuş yatak örtüsünü ve Justin'e yaptığımız şeyden önce fırlatılmış kıyafetleri görünce sırıttı."Şimdi anladım."diyerek kollarını iki yana açtı."Onunla yattın mı?"
"Bu seni ilgilendirmez,"diye tısladım."Konuşmak istediğin konu buysa,sana seks hakkında tüyolar falan vermeyeceğim."diye sırıttım,kazanmış gibi ellerimi kalçama götürdüm ve ağırlığımı kalçalarıma vererek dik bir şekilde karşısında durdum.
"Ah,"diye inledi."Çok romantik."
Geriye doğru kasıldım ve dudaklarımı birbirine yapıştırarak tek bir çizgi haline getirdim."Ne söyleyecektin?"
Ellerini ceplerine sokarak kendini zeminde sabitledi."Hala yanlış seçimler yapıyorsun."
"Ve sen bunu söylemekten vazgeçmeyecek misin?"diye tükürdüm sertçe.Kendi sesimin bu kadar öfkeli çıkması beni bile ürkütmüştü.
Kafasını çevirdi."Bir şeyin bu kadar üzerine düşüyorsam bir nedeni vardır Spencer.Doğru kişiyle değilsin."
"Ve sen doğru olan mısın?Cidden Andrew,beni düşünmen için bir neden söyle,önemsemen için bir neden?"
Bir kaç saniye düşünmek için sessiz kaldı,ellerini saçlarına götürdü ve uçlarını çekiştirdi."Seni korumam gerekiyor Spencer.Ne yaptığının farkında değilsin bile."
"İyi ama neden?Lütfen tarih ve ispanyolca sınıfından tanışıyoruz diye korumam gerekiyor falan deme Andrew.Kimse bir iki sınıfı ortak olan birini bu kadar düşünmemeli."Ellerimi kollarımda birleştirdim ve ses tonumu azaltmaya çalıştım.
"Çünkü Spencer,"dedi Andrew."Seni sınıflarımız ortak olmasından daha önce tanıdım."
Gözlerimi kıstım."Nasıl yani?"
"Yanisi şu ki,"dedi Andrew."Senin hakkında her şeyi biliyorum."
"Bence sadece bildiğini sanıyorsun ama lanet hayatım hakkında bir bok bildiğin yok."diye çıkıştım öfkeli bir ses tonuyla.
Güldü."Lucas ile birlikteyken daha az küfür kullanıyordun."diyerek sırıttı.
Beynimdeki şok dalgasının etkisi tüm vücuduma pompalanırken,kalbimin atışını bile duyabildiğimi hissettim.Lucas'ın ismini duymak bile kalbimde garip bir yumru oluşturmuştu,içimden Andrew'un bunları nasıl bildiğini geçirirken pis sırıtışı ondan iyice nefret etmemi sağlıyordu.Ve o hala beni korumaktan mı bahsediyordu?Bu hiç iyi bir adım değildi.
DAPHNE
Lastiğin yolda çıkarttığı seslerden başka bir ses yoktu arabada.Ellerimi karnımda birleştirerek ön koltukta oturuyordum ve kafamı cama yaslamıştım.Yol boyunca hiç konuşmamıştık,sanırım ilk adımı atmak için cesaret ve konu bulamıyorduk.
"Evine mi gitmek istiyorsun?"dedi usul bir sesle.Bana bir kaç saniye bakıp tekrar yola odaklandı.
Sesiyle irkildim,camdan doğrularak bakışlarımı ona çevirdim."Sanırım hayır,"
"Bana gelmek ister misin?"
"Spencer'ı ekmek istemiyorum Nathan.Sanırım eve gitmeliyim."dudaklarımı büzdüm ve tekrar önüme dönerek çantama sarılarak sallanmaya başladım.
Güldü."Eve gitmek istemiyor gibisin?"
"Yanından ayrılmak istemiyorum."diye itiraf ettim.Ne dediğimi fark edince utandım,eğildim ve yanaklarımın kızarmaması için Tanrı'ya dua ettim.
Sırıtarak bana baktı.Elini direksiyondan bana uzatıp önüme düşmüş bir kaç saç telini geriye iterek yanaklarımda parmaklarını gezdirdi ve tekrar direksiyonu tutmak için elini geri çektiğinde derin bir nefes aldı."Yanımdan ayrılmayacaksın o zaman."
"Tamam ama nasıl?Nathan kızı evinde yalnız bırakıyorum ve en son olanlardan sonra o ev pek tekin değil."dedim soluk bir ses tonuyla.
Dudaklarını yalayarak bir kaç saniye düşündü,bana döndü ve "Onu yalnız bırakmayacağız zaten."cevap vermemi beklemeden daha fazla soru sormamamı istemediği için hemen açıkladı."Austin'i arayacağız ve ona göz kulak olmasını isteyeceğiz,kabul mü?Böylece hem içimiz rahat olacak,hem de biraz yalnız kalacağız."
"Austin bir anda çıkıp gelirse Spencer bunun altında bir şey olduğunu falan sanabilir."diyerek bakışlarımı yola çevirdim.
Nathan güldü."Austin kendini taktim etmek için uygun bir yalan bulacak kadar zeki."
Derin bir nefes alarak koltuğa doğru bedenimi fırlattım.Nefesimi seslice dışarı doğru verirken Nathan'a doğru döndüm ve fısıldar gibi "O zaman ona mesaj falan at,çünkü Spencer'ı asla yalnız bırakmak söz konusu olmayacak."
"Tamam bebeğim,"dedi direksiyon başından ve iPhone'unu bana uzattı."Ben yolla meşgulken Austin'e mesaj atmaya ne dersin?"diyerek göz kırptı ve tekrar direksiyona döndü.
iPhone'un kilidini açmaya çalışırken lanet bir 4 haneli tuş kilidi ile karşılaştım."Bu telefonun şifresi ne Nathan?"dedim ona bakmadan.
Dudaklarını çizgi gibi birleştirdi ve ellerini saçlarına götürdü, uçlarını çekiştirerek gerginliğini atmaya çalıştı.En sonunda ağzını açtı ve bana doğru utangaç bir ses ile "Seninle tanıştığımız ay ve gün."dedi.
"Ah,"diye inledim."Çok romantiksin."
"Bebeğim bende böyle bir etki bırakmasaydın bunlar olmazdı."dedi bir çocuk gibi.
Mutlulukla tuş kilidini açtım ve Austin'e hemen bir mesaj yolladım.
Kime:Austin
Hey,ben Daphne.Nathan şu an araç kullandığı için ben yazıyorum.Neyse,biz dışarı çıkıyoruz fakat olanlardan sonra Spencer'ı yalnız bırakmak istemiyorum.Ona göz kulak olur musun Austin?Kimden:Austin
Tamam çocuklar o işi halledilmiş bilin,iyi eğlenceler.
Bu işi de hallettiğimiz için yüzümde bir sırıtma belirdi ve özgüvenli bir sesle "Tamam dedi." diyerek Nathan'a döndüm.Arabayı park alanına park ederek emniyet kemerini açtı.
"Tam zamanında yetiştik desene."diye sırıttı ve eğilip dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.Nerede olduğumuza bakmak için kafamı kaldırdığımda aslında hiçbir yerde olmadığımızı fark ettim."Burası neresi Nathan?"dedim merakla.
Nathan tam boynumu öpmek için eğilirken doğruldu."Yalnız kalmak istediğini sanıyordum?"
"İstemediğimi kim söyledi?"diyerek sırıttım ve alt dudağımı ısırarak,derisini kemirmeye başladım.
Güldü."Bebeğim o zaman ne bekliyoruz?"
"Ne?"Anlamadığımı belirten bir bakışla baktım,gözlerimi kıstım ve kaşlarımı sıkarak beklentiyle yüzümü ona çevirdim.
Omuz silkti "Aç mısın?"
"Sanırım hayır."dedim dudaklarımı büzerek.
Elini ensesine götürerek biraz kaşıdı,kafasını koltuğa yatırarak iç çekti."Peki nereye gitmek istersin?"
"Bilmiyorum."dedim bir çocuk gibi.Ne istediğimi bilmiyordum,sadece Nathan'ın yanında olmak bile yetiyordu.
Kafasını dışarıya doğru çevirdi,dudaklarını beklentiyle yaladı."Bebeğim ne istiyorsan yapacağım fakat sanki benimle olmak istemiyormuş gibi davranıyorsun."
"Seninle olmak istiyorum Nathan."diye inkar ettim."Sadece,aç değilim ve arabadan inmek bile istemiyorum."
"Daphne arabada kalmamız için bir neden yok.Dışarı çıkıp bir barda veya herhangi bir yerde eğlenebiliriz."gözlerini iri iri açtı,üzerime dikerek dudaklarını çizgi gibi yaptı.
"Bunu yapma,"dedim sırıtarak.
Bir şey anlamamış gibi "Neyi?"dedi.
"Dudaklarını,"fısıldadım."Kapatma."
"Neden?Rahatsız mı oluyorsun?"diyerek ellerini kalçalarıma götürdü ve avuçladı.
"Evet,"dedim sakince ve ekledim."Eğer dudaklarını kapatırsan bunu yapmak için fırsat bulamam."
Nathan ne yapmaya çalıştığımı anlayamadan dudaklarımı onunkilere bastırdım,öpücüğümün karşılık bulmasıyla inledim ve saç uçlarını çekiştirerek onu biraz cesaretlendirdim.Cevap vermek için kalçalarımı sıkarak beni şaşırttı.
Kötü bir yerde kesmişim değil mi?Beş gün beklediniz ve ben hikayeyi burada mı kesiyorum?Nasıl bir kötüyüm ben böyle?Dathan tarafı ne kadar seksi olsada,Lucas olayından sonra Jepencer için aynı şeyleri söylemeyeceğiz bu bölüm için.Bakalım devamında ne olacak?Çok beklettiğim için özür dilerim,bunu diğer bölümde telafi edebileceğimize eminim:)-BIEBERFEVER94.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder