"Onun burada ne işi var?"dedi Andrew'i göstererek.Ses tonu beni korkutmuştu,gözleri öfkeyle parıldamaya başlamıştı.
Andrew pis bir şekilde sırıttı."Ona bazı şeyleri anlattım diyelim."
"Bana Lucas ve ölümünden bahsetti Austin."dedim olayları açıklamak ister gibi."Onu Justin'in öldürdüğünden.Bir katille birlikte olduğumdan bahsetti."
"Tanrı Aşkına Lucas denen p*çi nasıl önemsiyorsun?"diye tükürdü ellerini iki yana sallayarak.Austin Andrew'a doğru ilerlemeye başlayınca önlerine atılarak ellerimi Austin'in omuzlarına yerleştirdim,biraz ittirerek sakinleştirmeye çalıştım.
"O benim sevgilimdi."dedim dişlerimin arasından konuşarak.Burada da ağlayarak tüm onurumu yere sermek yerine soğukkanlı durmaya çalışıyordum.
Austin duyduğu karşısında sarsıldı.Gözlerini iri iri açarak "Sevgilin?Bir dakika...nasıl olabilir?" dedi.
"Komik değil mi,"dedim ağlamaklı bir sesle."Şu ağlamak üzere olan kıza baksana.Ne kadar acınası duruyor.Sevgilisine işkence ederek onu öldüren adama karşı bir şeyler hissetmesi ne kadar trajik."
Austin yaklaşarak beni kollarının arasına aldı.Arkadaşça sarıldıktan sonra ayrıldı ve nefesini boş boş bakan yüzüme doğru üfleyerek "Sana tam olarak ne anlattı?"dedi fısıldar tonda bir sesle.
Andrew gerildi,ne dediğimizi tam olarak duymamış gibiydi ve merak ettiği her halinden belliydi.Onu umursamadan Austin'e doğru aynı ses tonuyla "Onların düşman olduğunu ve daha sonra Justin'in onu öldürdüğünü.Kısaca bu kadar."
Austin sırıtarak doğruldu,odada yürüyerek Andrew'un yanına gitti.Bağırır sayılacak bir ses tonuyla "Sanırım sadece Justin'i kötü gösterecek kadar anlatmışsın."diye söze başladı.Boğazını temizleyerek ekledi."Ben devam edebilir miyim?"
Mükemmel mimikleriyle gülümseyerek bana döndü ve izin istercesine bir kaşını havaya kaldırdı."Başlamışken her şeyi öğrenmek istemez misin?"
Başımı olumlu anlamında salladım,gerginliğimi belli etmek istemiyordum fakat yüzüm bir anda solmuştu.Ellerimden birini kalçalarıma götürerek ağırlığımı sola verdim.Austin konuşmaya başlayana kadar alt dudağımı çoktan parçalamış,kırmızı sıvının akmasına izin vermeden parmağımla silerek temizlemiştim.
"Sana bir şey anlatamam Spencer."
"Ne?"dedim kaşlarımı çatarak."Bu kadar olaydan sonra hala bir şey anlatamam mı diyorsun?Üzgünüm ama duyduklarım kadarıyla Justin'le artık görüşemem.Bu Lucas'a bir ihanet gibi hissettiriyor."
"Sadece,"dedi dişlerinin arasından."Onun bunu boş yere yapmadığını bil.Çünkü anlatacağım şeyler Justin'in özeline giriyor ve bunu ihlal edemem."
"Yani?"dedim tam bir yanıt beklediğimi belli etmek için."Bunlar ne demek oluyor?"
Boğazını temizledi."Justin sana bunları isterse anlatacaktır.Seni kaybetmek istemiyorsa,bunu yapacaktır Spencer."
Ellerimi saçlarıma götürüp karıştırdım."Ya anlatmazsa?O zaman her şey bitecek mi?"
"Sana ne kadar değer verdiğini görmek için iyi bir yol."dedi Andrew odanın diğer köşesinden.
Haklıydı.
Bana ne kadar değer verdiğini görmek için çok iyi bir yoldu.
Austin ve Andrew evden gittikten sonra kendimi yatağa fırlatarak ağlamaya başladım.Tanrım,neden bunlar benim başıma gelirdi ki?Önce hayatım gerçekten çok güzeldi,bir sevgilim ve ailem vardı.Mutlu son muydu,hayır.
Önce sevgilimin rehin alındığını öğrendim-ki şu söylenenlerden sonra rehin alındığını düşünmüyordum,her şey kurulmuştu.-daha sonra,ona işkence çektirdiklerini -bu da her şeyi açıklıyordu.rehinelerden sadece ona işkence edilmesini yani.-en sonunda öldü.-ki burada da rehinelerden tek ölenin Lucas olmasının nedenini açıklıyordu.
Daha sonra hayata devam etmem gerektiğini düşünerek bir geziye çıktım,yolda kayboldum,tecavüze uğramak üzereyken kurtarıldım.Ama hayat bana o kadar iyi ki (!) beni kurtaran da en az ormanda karşıma çıkanlar kadar tehlikeliydi.Ya da,daha fazla.
Justin hayatıma girince acıları unutmaya başladığımı düşünmüştüm,hiç görmediğim gibi öpüşmüştü,farklı ve özel hissettirmişti.Tam ona aitken,tam aşık olmuşken her şey yine başıma yıkılmaya başlamıştı.Justin Lucas'ın katili çıkmıştı.
Şu an için hikaye bu olsa da,Lucas'ın ve Justin'in geçmişi hakkında çok daha fazlası var gibi gözüküyordu.Ve bunlardan haberim yoktu.Kendimi trajik bir hikayenin ortasında bulmuştum bir anda.
Gözlerimden gelen tuzlu damlaları ağzımda hissetmeye başlayınca elimle usulca sildim.Tam uykuya dalmak üzereyken o gün hakkında her şeyi çözmeye başlamışım gibi hisssetmiştim.Her şey daha anlaşılır gelmeye başlamıştı.
Bankanın etrafına çekilmiş sarı bant arkasında can cekiştiğini bildiğim halde bir şey yapamamak çok kötü hissettiriyordu.Gözyaşlarıma henüz hakim olabilmiş değildim,sürekli polislere son durumu soruyordum ve her an aynı cevabı veriyorlardı "Bekleyeceğiz bayan."
Beklemek istemiyordum,daha fazla dayanamayacağımı biliyordum.Çoktan soyguncu kaçmıştı fakat hala içeriden Lucas'ı çıkartmamışlardı.Tüm rehineler sağlam bir şekilde sokaklara dökülüp aileleriyle buluşurken,dışarıda bir tek ben ağlıyordum.Sadece ben.
"Onu neden hala çıkartmıyorlar?"dedim cılız bir sesle.
Görevli dudaklarını büzerek yüzüme baktı."Bayan durumu çok kötü.Sağlık görevlileri ilk yardmı uygularken,kanınız uyuşuyorsa hemen köşede bekleyen ambulansta kan vermek isterseniz,sevgiliniz için bir umut olabilir."
"Kanı benimle uyuşuyor."dedim umutla."Son damlasına kadar vermeye hazırım."
Görevli bana ambulansı eliyle işaret etti ve telsizde biriyle konuşarak uzaklaştı.Koşar adımlarla köşeye giderken tanımadığım bir insana çarparak yere düştüm.
"Ah,"diye inledim."Benim suçum."
Beni elimden tutarak kaldırdı ve korkmuş bir şekilde gözlerime baktı."Benim suçum.Üzgünüm."
Ben ela gözlerine doğru bakarken dudaklarını yaladı,ellerini ceplerine sokarak duruşunu sabitledi."Sevgiline olanlar...üzgünüm."
"Nereden biliyorsun?"dedim tek kaşımı kaldırarak."Olay daha yeni yaşandı."
"Seni ağlarken gördüm."diyerek alt dudağını ısırdı."Kötü bir his olmalı.Hayata geri dönmeye çalış çünkü onu bekleyerek kendini harcaman çok kötü olur."
"Sanki yaşamış gibi konuşuyorsun,"dedim ellerimi saçlarıma götürerek.Dağılmışlardı ve muhtemelen iğrenç gözüküyorlardı."Biliyormuş gibi."
"Çünkü biliyorum."dedi sahte bir gülümseme ile."Bir keresinde,biri benim de sevdiğim kızı öldürmeye kalkmıştı."
"Denemişti diyorsun,bu sayılmaz ki."diyerek baktım aynı gülümseme ile.
"O kadar emin olma,"diyerek omzuma yavaşça dokundu."O bunu denediğinde,kız benden hamileydi."
"Ne?"dedim iri iri gözlerimi açarak."Çocuğunu mu kaybettin?"
"Evet,"diyerek bakışlarını ayaklarına çevirdi.
"Sevgiline sahip çıkman gerekiyor biliyorsun değil mi?Onu da kaybetmek çok kötü olurdu."diyerek teselli etmeye çalıştım."İşine karışmak istemem ama..."
"Önemli değil,"dedi bir nefeste."Ama çoktan onu kaybettim.Beni aldattı."
"Tanrım,hayat bazen çok acımasız."diyerek tanımadığım bir insana yavaşça sarıldım.
Bedenlerimiz ayrıldığında gözlerinden inen bir kaç damlayı görerek üzüldüm."Ben gitmeliyim,"dedi kötü bir sesle."Asla bırakmayacaksın,bana söz ver."
"Bırakmayacağım."dedim zor çıkan bir sesle.
Son kez omzuma dostça dokundu ve gözden kaybolmadan önce kulaklarıma eğilerek "İyi kız." diye fısıldadı.
Bu anı hatırlayınca yataktan bir anda kalktım,kendime gelmiş bir şekilde gözlerimi açtım ve az önce hatırladıklarımı gözlerimde canlandırarak "O Justin'di." diye söylendim."Onunla daha önce tanışmıştım.Ve o.....o da en az benim kadar kötü günler geçiriyordu."
Parçalar kafamda yeni yeni birleşirken,kendimi bir anda onu ararken buldum.
"Alo?"dedi boğuk bir sesle hattın diğer ucundan.
Sesini duyduğum gibi afalladım."Şey...Justin?"
"Bebeğim?"Bana böyle söylemesi vücudumda farklı bir his uyandırmıştı.
Dudaklarımı yalayarak nemlendirdim,ne diyeceğime iyice karar vererek "Ben....bu gece için yanına gelirsem bunda bir sorun olur mu?" dedim.
"Seni almamı ister misin?"Dedi fısıldar gibi.
Biraz düşündükten sonra "Hayır,"diye atıldım."Kendim sürerim."
"Tamam,bekleyeceğim."dedikten sonra 'aramayı sonlandır' tuşuna doğru ekranda parmağımı kaydırarak çektim ve ardından hat kesildi.
BU BÖLÜMLER BİRAZ FAZLA "HAYDİ ŞU KONUYA AÇIKLIK GETİRELİM." OLUYOR AMA SANIRIM HEYECAN YARATAN DA BU.NEYSE,BU KADAR ŞAŞIRDIKTAN SONRA DİĞER BÖLÜMDE HEYECANLI BİR DATHAN SAHNESİNE NE DERSİNİZ?BEN ŞİMDİDEN SÖZÜMÜ VERDİM,ODA ISINACAK AMA BEN UYARIYIM HEMEN :) -BIEBERFEVER94.
Austin duyduğu karşısında sarsıldı.Gözlerini iri iri açarak "Sevgilin?Bir dakika...nasıl olabilir?" dedi.
"Komik değil mi,"dedim ağlamaklı bir sesle."Şu ağlamak üzere olan kıza baksana.Ne kadar acınası duruyor.Sevgilisine işkence ederek onu öldüren adama karşı bir şeyler hissetmesi ne kadar trajik."
Austin yaklaşarak beni kollarının arasına aldı.Arkadaşça sarıldıktan sonra ayrıldı ve nefesini boş boş bakan yüzüme doğru üfleyerek "Sana tam olarak ne anlattı?"dedi fısıldar tonda bir sesle.
Andrew gerildi,ne dediğimizi tam olarak duymamış gibiydi ve merak ettiği her halinden belliydi.Onu umursamadan Austin'e doğru aynı ses tonuyla "Onların düşman olduğunu ve daha sonra Justin'in onu öldürdüğünü.Kısaca bu kadar."
Austin sırıtarak doğruldu,odada yürüyerek Andrew'un yanına gitti.Bağırır sayılacak bir ses tonuyla "Sanırım sadece Justin'i kötü gösterecek kadar anlatmışsın."diye söze başladı.Boğazını temizleyerek ekledi."Ben devam edebilir miyim?"
Mükemmel mimikleriyle gülümseyerek bana döndü ve izin istercesine bir kaşını havaya kaldırdı."Başlamışken her şeyi öğrenmek istemez misin?"
Başımı olumlu anlamında salladım,gerginliğimi belli etmek istemiyordum fakat yüzüm bir anda solmuştu.Ellerimden birini kalçalarıma götürerek ağırlığımı sola verdim.Austin konuşmaya başlayana kadar alt dudağımı çoktan parçalamış,kırmızı sıvının akmasına izin vermeden parmağımla silerek temizlemiştim.
"Sana bir şey anlatamam Spencer."
"Ne?"dedim kaşlarımı çatarak."Bu kadar olaydan sonra hala bir şey anlatamam mı diyorsun?Üzgünüm ama duyduklarım kadarıyla Justin'le artık görüşemem.Bu Lucas'a bir ihanet gibi hissettiriyor."
"Sadece,"dedi dişlerinin arasından."Onun bunu boş yere yapmadığını bil.Çünkü anlatacağım şeyler Justin'in özeline giriyor ve bunu ihlal edemem."
"Yani?"dedim tam bir yanıt beklediğimi belli etmek için."Bunlar ne demek oluyor?"
Boğazını temizledi."Justin sana bunları isterse anlatacaktır.Seni kaybetmek istemiyorsa,bunu yapacaktır Spencer."
Ellerimi saçlarıma götürüp karıştırdım."Ya anlatmazsa?O zaman her şey bitecek mi?"
"Sana ne kadar değer verdiğini görmek için iyi bir yol."dedi Andrew odanın diğer köşesinden.
Haklıydı.
Bana ne kadar değer verdiğini görmek için çok iyi bir yoldu.
Austin ve Andrew evden gittikten sonra kendimi yatağa fırlatarak ağlamaya başladım.Tanrım,neden bunlar benim başıma gelirdi ki?Önce hayatım gerçekten çok güzeldi,bir sevgilim ve ailem vardı.Mutlu son muydu,hayır.
Önce sevgilimin rehin alındığını öğrendim-ki şu söylenenlerden sonra rehin alındığını düşünmüyordum,her şey kurulmuştu.-daha sonra,ona işkence çektirdiklerini -bu da her şeyi açıklıyordu.rehinelerden sadece ona işkence edilmesini yani.-en sonunda öldü.-ki burada da rehinelerden tek ölenin Lucas olmasının nedenini açıklıyordu.
Daha sonra hayata devam etmem gerektiğini düşünerek bir geziye çıktım,yolda kayboldum,tecavüze uğramak üzereyken kurtarıldım.Ama hayat bana o kadar iyi ki (!) beni kurtaran da en az ormanda karşıma çıkanlar kadar tehlikeliydi.Ya da,daha fazla.
Justin hayatıma girince acıları unutmaya başladığımı düşünmüştüm,hiç görmediğim gibi öpüşmüştü,farklı ve özel hissettirmişti.Tam ona aitken,tam aşık olmuşken her şey yine başıma yıkılmaya başlamıştı.Justin Lucas'ın katili çıkmıştı.
Şu an için hikaye bu olsa da,Lucas'ın ve Justin'in geçmişi hakkında çok daha fazlası var gibi gözüküyordu.Ve bunlardan haberim yoktu.Kendimi trajik bir hikayenin ortasında bulmuştum bir anda.
Gözlerimden gelen tuzlu damlaları ağzımda hissetmeye başlayınca elimle usulca sildim.Tam uykuya dalmak üzereyken o gün hakkında her şeyi çözmeye başlamışım gibi hisssetmiştim.Her şey daha anlaşılır gelmeye başlamıştı.
Bankanın etrafına çekilmiş sarı bant arkasında can cekiştiğini bildiğim halde bir şey yapamamak çok kötü hissettiriyordu.Gözyaşlarıma henüz hakim olabilmiş değildim,sürekli polislere son durumu soruyordum ve her an aynı cevabı veriyorlardı "Bekleyeceğiz bayan."
Beklemek istemiyordum,daha fazla dayanamayacağımı biliyordum.Çoktan soyguncu kaçmıştı fakat hala içeriden Lucas'ı çıkartmamışlardı.Tüm rehineler sağlam bir şekilde sokaklara dökülüp aileleriyle buluşurken,dışarıda bir tek ben ağlıyordum.Sadece ben.
"Onu neden hala çıkartmıyorlar?"dedim cılız bir sesle.
Görevli dudaklarını büzerek yüzüme baktı."Bayan durumu çok kötü.Sağlık görevlileri ilk yardmı uygularken,kanınız uyuşuyorsa hemen köşede bekleyen ambulansta kan vermek isterseniz,sevgiliniz için bir umut olabilir."
"Kanı benimle uyuşuyor."dedim umutla."Son damlasına kadar vermeye hazırım."
Görevli bana ambulansı eliyle işaret etti ve telsizde biriyle konuşarak uzaklaştı.Koşar adımlarla köşeye giderken tanımadığım bir insana çarparak yere düştüm.
"Ah,"diye inledim."Benim suçum."
Beni elimden tutarak kaldırdı ve korkmuş bir şekilde gözlerime baktı."Benim suçum.Üzgünüm."
Ben ela gözlerine doğru bakarken dudaklarını yaladı,ellerini ceplerine sokarak duruşunu sabitledi."Sevgiline olanlar...üzgünüm."
"Nereden biliyorsun?"dedim tek kaşımı kaldırarak."Olay daha yeni yaşandı."
"Seni ağlarken gördüm."diyerek alt dudağını ısırdı."Kötü bir his olmalı.Hayata geri dönmeye çalış çünkü onu bekleyerek kendini harcaman çok kötü olur."
"Sanki yaşamış gibi konuşuyorsun,"dedim ellerimi saçlarıma götürerek.Dağılmışlardı ve muhtemelen iğrenç gözüküyorlardı."Biliyormuş gibi."
"Çünkü biliyorum."dedi sahte bir gülümseme ile."Bir keresinde,biri benim de sevdiğim kızı öldürmeye kalkmıştı."
"Denemişti diyorsun,bu sayılmaz ki."diyerek baktım aynı gülümseme ile.
"O kadar emin olma,"diyerek omzuma yavaşça dokundu."O bunu denediğinde,kız benden hamileydi."
"Ne?"dedim iri iri gözlerimi açarak."Çocuğunu mu kaybettin?"
"Evet,"diyerek bakışlarını ayaklarına çevirdi.
"Sevgiline sahip çıkman gerekiyor biliyorsun değil mi?Onu da kaybetmek çok kötü olurdu."diyerek teselli etmeye çalıştım."İşine karışmak istemem ama..."
"Önemli değil,"dedi bir nefeste."Ama çoktan onu kaybettim.Beni aldattı."
"Tanrım,hayat bazen çok acımasız."diyerek tanımadığım bir insana yavaşça sarıldım.
Bedenlerimiz ayrıldığında gözlerinden inen bir kaç damlayı görerek üzüldüm."Ben gitmeliyim,"dedi kötü bir sesle."Asla bırakmayacaksın,bana söz ver."
"Bırakmayacağım."dedim zor çıkan bir sesle.
Son kez omzuma dostça dokundu ve gözden kaybolmadan önce kulaklarıma eğilerek "İyi kız." diye fısıldadı.
Bu anı hatırlayınca yataktan bir anda kalktım,kendime gelmiş bir şekilde gözlerimi açtım ve az önce hatırladıklarımı gözlerimde canlandırarak "O Justin'di." diye söylendim."Onunla daha önce tanışmıştım.Ve o.....o da en az benim kadar kötü günler geçiriyordu."
Parçalar kafamda yeni yeni birleşirken,kendimi bir anda onu ararken buldum.
"Alo?"dedi boğuk bir sesle hattın diğer ucundan.
Sesini duyduğum gibi afalladım."Şey...Justin?"
"Bebeğim?"Bana böyle söylemesi vücudumda farklı bir his uyandırmıştı.
Dudaklarımı yalayarak nemlendirdim,ne diyeceğime iyice karar vererek "Ben....bu gece için yanına gelirsem bunda bir sorun olur mu?" dedim.
"Seni almamı ister misin?"Dedi fısıldar gibi.
Biraz düşündükten sonra "Hayır,"diye atıldım."Kendim sürerim."
"Tamam,bekleyeceğim."dedikten sonra 'aramayı sonlandır' tuşuna doğru ekranda parmağımı kaydırarak çektim ve ardından hat kesildi.
BU BÖLÜMLER BİRAZ FAZLA "HAYDİ ŞU KONUYA AÇIKLIK GETİRELİM." OLUYOR AMA SANIRIM HEYECAN YARATAN DA BU.NEYSE,BU KADAR ŞAŞIRDIKTAN SONRA DİĞER BÖLÜMDE HEYECANLI BİR DATHAN SAHNESİNE NE DERSİNİZ?BEN ŞİMDİDEN SÖZÜMÜ VERDİM,ODA ISINACAK AMA BEN UYARIYIM HEMEN :) -BIEBERFEVER94.
-NOT:JUSTIN'I ÜNLÜ OLARAK KULLANDIĞIM HİKAYEYİ SONLANDIRIYORUM ÇÜNKÜ DEVAMI İÇİN İLHAM GELMEDİ.ŞİMDİ YENİ BİR KAÇ DÜŞÜNCEM VAR,AKLIMDA OLUŞUNCA BÜYÜK İHTİMALLE İSMİ "GIVE ME LOVE LIKE NEVER BEFORE." OLACAK FAKAT BİR HAFTA,İKİ HAFTA SONRA GELİR BİLEMİYORUM.
-YARIN "YOU ARE ALREADY WON ME." BÖLÜMÜNÜ KOYMAYACAĞIM İÇİN,Kİ ZATEN HİKAYEYİ SİLİYORUM ARTIK,BENDE NASIL ÖZÜR DİLERİM DİYE DÜŞÜNDÜM VE BUNU KOYUYORUM.
-YENİ BÖLÜM PAZARTESİ GELECEK CANLARIM.
-YARIN "YOU ARE ALREADY WON ME." BÖLÜMÜNÜ KOYMAYACAĞIM İÇİN,Kİ ZATEN HİKAYEYİ SİLİYORUM ARTIK,BENDE NASIL ÖZÜR DİLERİM DİYE DÜŞÜNDÜM VE BUNU KOYUYORUM.
-YENİ BÖLÜM PAZARTESİ GELECEK CANLARIM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder